23 Mart 2010 Salı

BU GECE...

bu gece en uzun gece......



bu gece damarlarımdan kıskanclıgın aman almaz akısını caresizce izledigim gece.



bu gece içimdeki yaramaz cocugun inlemelerini acı cektiğini gördügüm gece..


bu gece ay ısıgının her yeri aydınlattıgı halde karanlıgın hakim oldugu gece..



bu gece sokak kedilerinin seslerinin,günesin dogusunda umut oldugunu


anlatmaya calıştıgını umdugum gece..


bu gece zavallı kalbimdeki civileri söküp kanımı son damlasına kadar


ist.sokaklarına akıttıgın gece..


bu gece bir yerlerde boynu bükük üzüntülü bir şekilde meleklerin acıyarak


bana baktıgını gördüğüm gece...


bu gece yaprakların sesinde kalbimin atışını duydugum gece.....


bu gece kuşların beni teselli etmek için, elif nagmelerini söylediği gece...


bu gece yıldızlardan senin resmini yapmaya calıştıgım gece.....


bu gece asi saçlarının kokusunu rüzgarın fırtına ile bana getirdigi gece....


bu gece yagmurun sesinin bütün ayrılık şarkılarının acımasızca benim için


calındıgını söylediği gece...


bu gece, hiç bir zaman olmadıgı kadar sesimi duymak istedigini hissettiğim gece...



bu gece yollardaki agacların teker teker aşkıma saygıdan egildigini gördügüm gece..



bu gece ihtirasın ne kadar masum gercegin o kadar kalleş ve bencil oldugunu gördüğüm gece...



bu gece minik yüregimi yaralı ellerim ile dev adımlarla sana getirmeyi istediğim gece...



bu gece suskun sisli gözlerimin sana aşkıma deger biçmesini istedigi  gece.....



bu gece zigon sehpanın üstüne akmış zehri aşkım zannettğim gece... bu gece


senin cocukca nefesinin, burnumda tüterken,göz yaşlarının tadını dudaklarımda aldığım gece....



bu gece umudumun bogazın derinliklerinde bir elmas gibi parladıgını,dibine dalıp,nefesim yetene kadar

belkide ölene kadar aradıgım gece...


bu gece, sensizliğin bittiği hayallerin gercek oldugu gece...


bu gece, gök yüzüne yükselip seni bütün şefkatim ile izlediğim gece...


 bu gece, sen dahil bütün insanların bana yalan söylemek için yarıştıgı  gece...



bu gece, sessizligin içinde,oyuncakları yagmalanmış cocugun ben


oldugumu,yagmacıların zemzem suyu içer gibi kutlama yaptıgı, zafer


çıglıkları ile boş sokaklarda halay cektiğini gördüğüm gece...


bu gece, sahile vuran her dalganın tuzlu suyunda, seni bana getirecegini beklediğim gece...



bu gece coook uzun ama en uzun uykusuz göz kapaklarımın, kapanmamak için direndiği gece...



bu gece zor gece gülüm cok zor bir gece..........

4 Ekim 2009 Pazar


yok böyle bir maç.yok böyle bir adrenalin.yok böyle bir sürat.yok böyle bir istek arzu,hırs.var arkadaş var.nerde var.?laliga'da var.ispanyada var.sevilla-real madrid.diğer adı ile galacticos macında var.ntv de var.futbol adına ne yokki.valahi hersey var.insan kuvveti değil bu.başka bir şey var.izleyen bir, izlemeyen bin pişman.futbol adına herseyden önemlisi taraftar heyecan,kıskançlık var.neden kıskanclık.? türkiyede yok böyle şeyler.sadece laliga'da var.hakem var .saha ve seyirci var.ve ne yazikki top denilen cisim var.o tatlı sert futbol varki topa üzülmek var.hakem var ama hatası yok.tek kusuru topa acımaması var.ben hakem olsam topu 5 sefer değiştirirdim.topa yazık.hiç ama hiç dinlenemedi.bu maçta kullanılan top bir daha iş görmez arkadaş.o top antrenman topu bile olmaz.antrenmanda seni yanıltır arkadaş.yani ne var.? akıl var.plan var.strateji var arkadaş.para var huzur var.izlemek keyif almak var.o kadar güzel futbol varki taraf tutamamak var.özenmek var.türkiyede ne var?saltanat var.paraları alıp yan gelip yatmak var.koşmamak sorumluluk almamak var.pozisyondan kaçmak var.yok arkadaş yok bize türk futbolunda hüzün,hüsran ağlamak var.birde ne var.?futbol sever olarak bu macı izlemiş olmak var.izleyen var izlemeyen var.var oğlu var...

HOCAYA SORUN


TRABZONSPOR başkanı sayın SADRİ ŞENER,takımın kötü gidişatı hakkında basına yaptığı açıklamalarda yine teknik direktörü hedef gösteren söylemler kullandı...'hocaya sorun'...gecen yıl ERSUN YANAL yönetiminde trabzonspor başarısız sonuçlar almaya başladığı zamanda aynı kelimeleri kullanmıştı.ve ERSUN YANAL 2 hafta sonra görevden alınmıştı.yirminin üstünde transfer yapan başkan kendi gitmeyeceğine göre hocayı göndermişti. en son yapılan olağanüstü genel kurulda sayın SADRİ ŞENER yeniden başkanlıga seçildiğine göre,futbolcularıda gönderemeyeceğine göre yine hoca gidecek gibi gözüküyor.tamam HUGO BROS'uda gönderdik..sonra.?.yerine yeni bir hoca ile devre sonuna kadar gider trabzonspor..eger takım yine başarısız sonuçlar almaya başladıgında bu sefer imdadına ara transfer yetişecek..2-3 fulbolcu takviye ile yola devam.tabiki ekonomik acıdan bunu yapabilirse SADRİ ŞENER.türk fulbolundaki en büyük hastalık,baraşımızda tarafatar yanımızda,başarısız olunca niye yanımızda değil denildigi gibi,başarıda yönetimler, biz kurduk bu takımı,başarı bizimdir anlamında konuşurken,başarısız olunca,HATA BİZİM.ŞUÇLU BİZLERİZ,niye demiyor..ya futbolcular suçlu,ha hoca suçlu,yada hiç suçu olmayan, takımını izlemek için üste para veren,amacı sadece takımını seyretmeye giden taraftar suçlu..bütün yöneticiler hatalarını kabul ederek,biz yanlış yaptık,yanlış hoca ve futbolcu tranferi yaptık,hatalarımızdan ders çıkartarak yolumuza devam etmek istiyoruz, demiş olsalar,takımların olmaz ise olmazı olan TARAFTAR'lar sonuna kadar yönetim,hoca ve fulbolcuların arkasında olur.buna en son örneğini BEŞİKTAŞ yaşadı.AS BAŞKANI hatalarını kabul ediyor ama BAŞKANI kabul etmiyor.taraftar geriliyor.tansiyon yükseliyor..tek yol yönetimlerin hatalarını kabul etmesi ve bunu deklare etmesinden geçiyor.eger sayın başkan YILDIRIM DEMİRÖREN bunu yapsaydı,son günlerde BEŞİKTAŞ'da yaşanan,çirkin YÖNETİM-TARAFTAR olayları bu seviyeye gelmezdi.her alınan kötü sonuçtada cefakar diye bilinen BEŞİKTAŞ taraftarı her ne sonuç alınırsa alınsın maç bitiminde takımını alkışlardı..suçu başkalarının üstüne atmak ile BÜYÜK olunmaz.suçu,hataları kabullenirsen büyük olursun.büyük TRABZONSPOR gibi,büyük BEŞİKTAŞ ,büyük FENERBAHÇE, büyük GALATASARAY gibi..

1 Ekim 2009 Perşembe

SHERİFF 0-3 FENERBAHÇE



fenerbahçe bu mutsuz futbolunu 3 puan ile zorda olsa kapatmayı yine becerdi..kötü oynarkende kazanmak alışkanlık haline geldi bu takımda..ligde iyi oynamayan bir fenerbahce düşünürsek uefa liginde deplasmanda alınan bu 3 puan çok degerli..aslında kadroya bakarken gecen yıldan cok farkı olmadıgını düşünmek tabiki hakkımız..gecen yıldan farkı çok form tutmuş bir  emre ve Cristian var..tabiki birde teknik direktör farkı var..Christoph Daum'un elinde çok fazla alternatif olmadıgını gerceği ortada iken takıma haksızlık etmeyelim bence..oyun kötü giderken bile birileri girmesi gerektiğini düşünürken kimin çıkması gerektiğini bulamıyoruz macı izlerken.guiza'nın oynamadıgı belkide iyi oldu semih acısından.kötü oynayan bir futbolcuyu oynatarak kazanmaya calışmaktan ise onu dinlendirip yem yapmamalı medya ve futbolsevere bence.macın iyilerinden biri olan roberto carlos'un kendine geldigini gördük 2 hafta dinlenmesinin ardından.bu uygulamayı daima yapmalı Christoph Daum..emre yine her zamanki çalışkanlıgı ile öne cıkmayı hak etti carlos gibi..ugur boral saman alevi gibi yanıp sönen hareketlerini tamamlayamadı bir türlü..maç eksigi ve gücsüzlüğü istediği şeyleri yapmasına izin vermedi..her ne olursa olsun bu takımda unutulacak bir fulbolcu değil..fabio bilica son hamlelerde yaptıgı müdahelerle soluk almasanı sagladı takımın..lugano istikrarsız top dagıtmaya devam etti yine..acaba Christoph Daum bu topları kullanmamasını sölemiyormu bu futbolcuya diye sorası geliyor insanın kendi kendine..fabio bilica'ya özenerek attığı paslar duvardan geri döner gibi dönünce defansın üstüne,takımın dinleme olanagı ortadan kalkıyor..zaten topa basan bir orta sahası olmayan  takım fenerbahçe..semih'de eski gücünde almadıgı için topu dinlendiremiyor ileri ucda..bütün bu olumsuzlukları düşününce ilerki haftalarda daha iyi oynayacagını umut ettiğimiz bir fenerbahçe beklemekten başka çaremiz yok gibi gözüküyor..

30 Eylül 2009 Çarşamba

REAL MADRİD 3-0 MARSİLYA

para ile saadet olmaz demişler..kim söylemiş ise yalan söylemiş..yada öyle bir yanılgıya düşmüşki bu söz fulbol için gecerli değil demeyi unutmuş olmalı.tabiki futbol denilen melet yoktur o zamanlarda...chelsea içinde aynı şeyler söyleniyordu 3-4 sene önce abrohamic chelsea'yı satın aldıgında..ama real madrid yıllardır yapıyor bu sansasyonel transfer ve harcamaları..sonunda nasreddin hocanın mayası ya tutarsa misali tuttu ispanyol ekibinde..ne demişler,para sesi,su sesi,kadın sesi..paranın sesi, cristiano ronaldo golleri attıkca geliyor türbinlerden..transferde harcanan rekor paraları duyan ekonmistlerin ağzının SUyu akmıştır kim bilir kaç litre....kadın sesine gelince,cristiano ronaldo ile paris hilton'o sorma fırsatı bulamadım..ilk fırsatta sorucam sizin için..gırgır şaka bir yana gercekten çok güzel bir takım oldu real madrid..seyir zevki bir yana her futbol sever merak içinde kalıyor bu yeni takımı nasıl oynayacaklar diye.. sezon başlamadan önce, biraz geriye gidersek real madrid ile ilgili dünya spor medyası bile transfer ve dedikoduları yazmaktan çok büyük reyting yaptı..global kriz'i göz önüne alırsak büyük iş yaptı real madrid başkanı..fulbol temaşa ve göz zevki demek yanlış olurmu acaba..hayır yanlış olmaz..bu adamlar gercekten iyi fulbol oynuyor..en azından merak uyandırıcı bir beklenti oluşturuyor her maç öncesi..izlemeye devam..

MİLAN 0-1 ZÜRİCH


valla ne yalan söyleyeyim haftanın takımı wolsfburg diye hazırlanırken ortaya fc zürich çıktı..türkçe adı ile zürih..yani lig radyoda fırat işbecer'e tiyo veren yetkin etkin'in dediği gibi milan zürih'i hafife aldı.hemde kendi sahasında yaptı bu hatayı..milan için işler gercektende iyi gitmiyor..milan başkanı berlusconi istifa edermi bilmem ama italya'da milan krizi hükümeti etkileyeceği aşikar..milanda transfer bu sezon kısa sürdü..bence bu sezon milanın seri a ve şampiyonlar ligi macerasıda kısa süreceğe benzer..aslında macın geneline bakılırsa milan çok pozisyona girmesine rağmen istediği gollere bir türlü ulaşamadı..valla bu Inzaghi fenerbahcede olsa,bu ne biçim fulbolcu diye hayıflanırken güiza'ya can kurban derdi türk fulbol severler..Inzaghi golleri kaçırdıkça güiza'nın yüz ifadesini gördüm dünyaca ünlü fulbolcuda..volkan demirel tabiri ile,milan elektrik kesintisinemi uğradı bilinmez ama berlusconi faturayı öder..tabi aşk sakandallarından kafasını kaldırabilirse...

manchester united 2-1 wolfsburg

haftanın takımı wolfsburg diye düşünürken,bizim türk'lere özendi elin almanı..gol sonrası panik atak ve olmadık dakikada olmadık yerde koskoca faul..falul'e gerek yokki artist ingilizler' futbolculucuların oldugu yerde hakem yorumuna..o statda seyirci ooooo dediyse yada faul dediyse faul..itiraz istemem..bu kadar sanşmı olur.şeytan tüyü var işte.ingilizler türk takımı var karsımızda diye sevinmişlerlerdir içden içe..hatta ingiliz basını türk lokumu diye manşet bile atabilir yarın..maçın kalanını anlatmaya gerek yok. izlediğimiz türk dizileri gibi..merak ediyorum wolfsburg'un neresine ne zaman türk'lük bulaşmış..